|
|
|
ESPİRİLİ SÖZLER=Dün eski dostlarla karsilastik. Eski günlerden konustuk sonra toplu bir resim çektirelim dedik ama sen yoktun bizde topsuz çektirdik :)
|
|
|
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. |
|
|
|
|
|
Bu websitesinin sahibi "Top liste" ekstrasını daha aktive etmemiş! |
|
|
Hiçbirşey için "BENİMDİR" deme, sadece de ki;
"YANIMDADIR" Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder... DAİMA SENİNLE KALMAZ
Cumhuriyet düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister. |
|
Acı ve hüzün bir ıyldız kadar uzak, mutluluk gözbebeğin kadar yakın olsun. Umutların gerçek, gerçeklerin mutluluk, mutlulukların sonsuz olsun...Acı ve hüzün bir ıyldız kadar uzak, mutluluk gözbebeğin kadar yakın olsun. Umutların gerçek, gerçeklerin mutluluk, mutlulukların sonsuz olsun...
Adını yoldaki taşlara yazdım, buğulu camlara resmini çizdim. Kıskandım kederi, gelene vurdum. ümidim dağların ardında kaldı, yüzüne yüz sürmek mahşere kaldı...
Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz, her şey olur da su kalbim, bir tek sensiz olamaz.
Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam, gözümden akacak yas olsan ağlamam, kalbime hapsettim seni hiçbir yere bırakmam! Gül nedir ki,solup gider.Gün nedirki,gelip geçer.Ateş nedir ki, söner gider. Ama sana olan sevgim sonsuzdur. Ancak "MEZARDA" biter
2. Hasret kapımda nöbetler tutuyor.. Sevgilim uzak bir $ehirde gözlerim onu arıyor.. Bir ku$ olup gitsem a$sam $u enginleri varsam senin yanına öpsem doyasıya koklasam
3. Aşk günah olmayacak kadar masum, köle olmayacak kadar özgür, unutulmayacak kadar derin, umulmayacak kadar yakın, tek başına yaşanmayacak kadar takımdır.
4. Ben seni unutmak için sevseydim sana olan tutkunluğumu kalbime değil günesin çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım |
|
Arkadaşlık kuvvetli bir bağdır. Paraya ihtiyaç olunca başvurulmazsa, ömür boyu sürer.Sık ve çok gülmek; zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini, şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin taktirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; güzelliği taktir edebilmek, başkalarındaki "en iyiyi bulabilmek"; sağlık ♥ Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz.Yaşamımda edindiğim en büyük bilgi şudur; Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene , hiç kimse yardım etmez. ♥ Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar , kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar. ♥ Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir. |
|
♥ ICME ASK SARABINDAN ACIDIR AMAN DIKKAT ET KIZIM BABASI HOCADIR.
♥ DUNYADA IBNELIK OLMASAYDI DUNYA YUVARLAK OLMAZDI...
♥ BUTUN BISIKLETLERE BINDIM, BISAN A BINEMEDIM...
♥ AH KIZIM AH!! BEN NE SALAGIM. SENI NE DOKTORLAR, NE MUHENDISLER ISTEDI DE VERMEDIM. UZULME ANNECIGIM. BEN HEPSINE VERDIM...
♥ TEMEL ILE DURSUN TRABZONDA KAZI YAPIYORLARMIS. KAZ OLMUS...
♥ OGLUM MUJDE SANA IS BULDUM! NASIL IS,BUFEDE YEDIGUN VERECEKSIN...
♥ SENI GORUNCE GOZLERIM DOLAR, KULAKLARIM MARK...
♥ BU MESAJ OZEL BI FREKANSLA GONDERILMISTIR.ZEKILERDE HAFIZA KAYBI APTALLARDA KISA SURELI KORLUK IBNELERDEDE BI ANLIK GULUMSEME YAPAR...
♥ ASK HAVUZUNA APTALLAR DUSER, AMA BENI ITTILER...
♥ AGLARSA ANAM AGLAR GERISI PLAYBACK YAPAR... |
|
|
|
|
|
|
|